Sayfalar

23 Ağustos 2017 Çarşamba

Sapiens'le açılan gözler; Tarım devrimi : Bir insanlık dramı

Sapiens diye bir kitap var ya, Yuval Harari yazarı, ,işte ben o kitabı bir okudum, hayatım değişti.Öylesine değişti ki korkudan 2. kitabı olan Homo Deus'u okuyamıyorum, daha da değişikliği kaldıramayabilirim diye.

Diyeceksiniz ki ne değişti?Bi kere şempanzeden gelmişiz.Kısaca hayvanız.O net.Ben zaten evrim teorisine inanan insanım ama taşlar yerine iyice oturdu.Bu konu kafama iyice yerleşince bütün algılarım, bütün bakış açım değişti.Mesela çevrenizde bir olay oluyor, diyorsunuz ya "ya Alla Allaaaaa, bi insan bunu nasıl yapar canım?".Hah, işte o insan değil çünkü.O evrilememiş, kalmış o orda.Benim yaşadığım bir sürü sorunu,dehşeti, hayreti falan çözdü bu durum."Bu kadar da salak olunur mu ama yaaaa???" sorusu benim sıkça sorduğum bir soru.Gerçi son 2 yıldır çevremi bu konuda ciddi anlamda değiştirdim ama yine de sokağa çıkıyoruz, işe gidiyoruz, bişey bişey, illa ki bunu sorma vesilesi oluyordu.Artık olmuyor.Çünkü o kadar salak olunur.Bakınız açıklıyorum:

Tarım devrimi denen laneti artık hangi ahmak çıkardıysa,o zamana kadar, avcı toplayıcı yaşıyormuşuz mis gibi.Bu ne demek?Güçlü ve akıllı olan yaşamını ve soyunu sürdür.Gen aktarımı da böyle böyle geçer,al sana bütün insanlık zeka küpü.Ama işte o zeka küplerinden tembel olan bi kaç tanesi, "aman ya gezmek benim fıtratıma ters" diyip tarım devrimini yapınca bütün insanlığı lanetlemiş.Ondan sonra mis gibi çeşitli beslenip zekanı,yer gök gezip kaslarını ve vizyonunu geliştirirken, gelsin buğdaylar gelsin unlar.Sadece makarna ve börekle beslenen bi insandan neyin zeka kıvılcımını bekliyceksin?Hadi ilk 7-8 nesil önceden gelen genlerle idare edip kurtarmıştır kendisini belki ama sonrası tufan.Üstelik üreme durmuyor.Sonuç olarak özenle korunan caaaaaaanım avcı toplayıcı genlerini bu adamlar ekmek arası yapıp yemişler.Geriye de bir avuç kurtarılmış insan kalmış ki en azından ben olmuşum.



Bir de benim teorime göre evrim sürecinde bir yerde bir kırılma yaşandı.Kimilerinin evrimi durur, kimilerininki devam ederken kimisi de" eaaaaah oynamıcam ben" deyip geri dönmüş.Yani bi noktaya kadar gelmiş, iki ayağının üstüne kalkmış,fiziksel olarak insan görüntüsüne girmiş falan ama sonra ne olduysa,ya çok tembeldi yoruldu,ya mızıkçıydı artık o konuda da bazı teorilerim var ama altyapım hazır değil henüz anlatmaya, ben gelmiyorum dedi, geri döndü.İşte bunlar da çevremizde yaşayan "gündüz insan gece hırt" tabir ettiğimiz, dış görünüşte insan zihinsel ve duygusal olarak bilinçli olarak geri dönmüşler ve muhtemelen şempanzeye kadar gitmişler.Mesela bir arkadaşımızın ex i vardı, adama bakıyosun baya adam.Normal insan yani.Fakat adam yıllarca karısını yanında dahili bellek gibi taşımış,bi nevi yapay zeka yapmış kendine;kadın gidince adamın içinden bişey çıktı.Daha doğrusu adamın içinden karısı çıkınca, adam çoffff diye çöküp sadece görüntüde insan olarak kaldı.Çocukları olduğu için mecburen görüşüyorlar ama kızcağız her görüşmeden sonra ağzımızı ayıra ayıra dinleyeceğimiz hikayeler anlatıyor.Son olarak bir pedagog hikayesi vardı ki ağzımızı ayırmışken gülsek mi ağlasak mı bilemedik.Şöyle ki:Adam geçen seneden beri düzenli olarak pedagoğa gidiyor.Her konuşmada "ben bunu pedagoğa sorarak yaptım" bla bla cümleleri geçiyor.Ortak arkadaşları da aynı şeyi söylüyorlar, "aaa sen hiç merak etme, çocuğu konusunda çok hassas,sürekli pedagogdan fikir alıyor".Kız da iyi bari deyip ses etmiyor.Sonra geçenlerde (işte kadın kısmından korkucaksın) kızımıza dedik ki,ya senin ex'in pedagogluk yaşı da geçti aslında.Zihinsel gelişim olarak o yaşta olabilir ama en azından nüfusta reşit.8-9 aydır düzenli olarak pedagoğa gidiyor da,çocuk hiç gitti mi?Yoo dedi,gitmedi.Peki bu adamı tek başına görüşmeye alan pedegog da demiyor mu ki,beyefendi sizin gerçekten bir çocuğunuz var mı yoksa bir hayal ürünü mü?Belki pedagog da "ay yazık deli bu,kendisini olmayan cocuğu yerine koyuyor demek,bari çaktırmadan bunu tedavi edeyim" falan dedi.Aaa hakkaten olur mu canım, aa olmaz falan derken, kızımız da aramış ex i, ben de konuşmak istiyorum pedagogla diye, almış telefonunu aramış, konuşmuş.Aldığı yanıt "biz o beyefendiyle aylar önce bir kere telefonda konuştuk, o da kendisiyle ilgili bir şey sordu.çocuğunuzla ilgili bir bilgimiz yok".Ex e demiş e böyle böyleymiş.Aldığı cevap " e bir kere konuştuk ya işte"Kızcağız bunu anlatırken artık sinirleri bozulmuş, bir insan gereksiz yere bunca yalanı neden söyler,sadece bana değil,etrafına da yalan söylüyor,bu nasıl insan,yalan alışkanlık mı yaptı demek falan deyince orda dedik duuuuuuuuuuur.Al şu kitabı oku, anlarsın.Adamı suçlama.Büyük ihtimalle ya kökler tarım devrimi sonrası,kafalar hamur, beyninde kıvrımlı duran şey beyin değil spagetti, ya da evrilmeye üşenip geri dönmüş bir soyun devamı,beklentiyi düşük tut.Bak bakalım,ayaklarını çırpabiliyorsa en azından şempanzeden daha geri gitmemiş demektir, bu da birşey.

(yukarıda bahsi geçen kişiyi yanda detaylı açıklamayla görebilirsiniz.)

İşte kitabın faydası bu oldu.Bu tip hikayeleri eskiden duysam oha yani bu ne saçmalık deyip, Kemal Kılıçdaroğlu'na bağlar, böyle bişey olabilir mi ama böyle birşey olabilir mi diye kilitlenirdim.Şimdi ay bizimle gelememiş yazık ne yapsın deyip geçiyorum.Bir de çok merak ediyorum İlber Ortaylı da okudu mu diye?Yazık o adamcağız da çok sıkılıyor bu cehaletlere ahmaklıklara falan, belki bi nebze içine su serpilirdi.Nolur hepiniz okuyun,valla çok güzel olacak.Hem belki sonra hep birlikte evrilemeyenleri az öteye iteklesek de kendi aralarında yaşasalar ne güzel olur diye konuşup, bakarsınız çare bile buluruz.