Sayfalar

25 Mart 2015 Çarşamba

Ortayaş Bunalımından Nasıl Çıkılır Vol.1

Ortayaş bunalımının dibindeyim.Dangur dungur konuya daldım ama hiç vaktim yok, yolu yarıladım zaten,ben bu satırları yazıp bitiresiye kadar yanaklarım omuzlarıma kadar sarkabilir.Ya da ne bileyim, parmaklarım kireçlenir yazamam falan,giriş gelişme sonuç yapacak durumda değilim,girmiyorum,dalıyorum herşeye artık.Allahım, kendimi çok kötü hissediyorum,bir zamanlar günlük konuşmalarımda geçen kelimelerin bir çoğu "akşam""eğlence"bar""dans" vs vs iken şu anda "ph değeri""ciltteki kalojen dengesi""elastikiyet kaybı" "Q10" falan olmaya başladı;kendimi tokatlayasım var!Çok ciddi bir biçimde yüzümün gözümün buldog kıvamına gelmeye başladığına kafayı takmış durumdayım, dudak kenarımdaki çizgiler bi bende var bi fred çakmaktaş'ta, gıdı zaten gıdı değil,pelikan,burnumla dağları devririm,ya bunlar şimdiden sarkmaya başlarsa ben az daha yaşlanınca indirimlerden ayakkabı değil çalı süpürgesi alırım artık.

Böyle böyle dehşete düşüp aynalardan soğumaya başladım fakat o da çözüm değilmiş.Arayı soğuk tutup mecburen ara sıra baktığımda da tokat yemiş gibi oluyorum, hani insan her gün bakınca nolursa olsun kabullenmek istemese de alışıyor görüntüsüne.Haftada bir bakınca aaaiiiiyyy, allah kahretsin seni,ki etmiş zaten,bi de bu halde insan içine çıkıyorsun,işe mişe gidiyorsun,ay iyice bi tiksiniyorum kendimden bu sefer.Ben olsam beni yolda görünce taş atarım.En iyisi yine ben her gün aynaya bakayım da olabildiğince kaşımı gözümü falan düzelteyim dedim,hadi bu sefer de insanın eli bir değmeye görsün,şimdi de anti-aging kremler,mimik düzelticiler,kaş yapıcılar,göz çıkarıcılar derken kremlenmeye başlamamla yatmam arasında yarım saat geçiyor.Hayat böyle de nasıl geçecek bilemedim,zaten vakitsizlikten yakınırken bir de bu eklendi hayatıma,tabi ben yine hayıf hayıf hayıflanıyorum.

Neyse ki benim hakikaten çok şahane arkadaşlarım ve ablam var, her zaman her şartta bana destek oluyorlar, sadece akşam yemeği, alışveriş eşlikçisi, iyi gün dostu değiller,ortayaş bunalımına mı girilecek,gir.Hoop, beni yalnız bırakmamak için hep birlikte biz danaya girer gibi girdik ortayaş bunalımına.Nasıl deli divaneyiz ama, oramızı mı gerdirsek,botoks mu yaptırsak, ay şekerim akşam yürüyüşe gelemem,masajım var, sen benle yogaya gel de yeni çıkan oksijen tedavilerinden bahsedelim falan kıvamında, tammmm bunalımın hakkını veren kadınlara döndük.Neyse derken benim bu canım arkadaşlarımdan biri bize güzeeeeel bir cilt bakımı almış,ben tabi herşeye geç kalan insan olarak sonradan gidebildim.Ya yemin ederim dünyam değişti.Mekan zaten beeelllliii bi muhitte beeeelllii bi mekan.İçeri girince mis kokular, tatlı tatlı cıvıldayarak karşılayan hatunlar falan.Neyse ben yattım bi masaya, ay nası mutluyum,zaten çok severim biri beni kremlesin,oramı buramı çeksin itsin kaktırsın falan,sonradan mekanın sahibi olduğunu öğrendiğim kadınceğiz de mis gibi maskeler falan yapıyor derken derken hayatımı kökünden değiştiren soruyu sordu "burnunuz estetik mi?"!!!???!?!?! Hayır, ben öyle yüksek sesle kahkaha atabilen bi insan da değilim, içime içime gülerim,telefonda biri bi espri yaptığı zaman karşı taraf telefonu kapattım sanıyor ama ben orda gülmekten perişan olmuş oluyorum da ses yok.Ben tabi bu soru karşısında kendimce delicesine kahkahalar atmaya başlayınca kadıncağız tıkandım sandı.Bilmeyenler için gülme sebebimi açıklıyım, gerçi yukarıda da biraz bahsettim ama....Bizim ailede direk olarak Fatih Sultan Mehmet soyundan geldiğimize dair bi inanış var ve bu inanışın tek sebebi benim burnum.Yani diğerlerini bilmiyorum ama ben kesin o soydan geldim.Olmadı Kanuni soyundan.Hiç olmadı Barbara Streisand'la bir akrabalığım var.Ve bana burnunuz estetik mi diye soruldu,üstelik de bir güzellik uzmanı tarafından!!!!Hı hı,estetik, çok güzeldi,nazar değmesin diye kırdırıp kemer yaptırdım,ay nasssssıl rahatım şimdi.O dakkadan sonra tabi benim cilt bakımım falan yalan oldu, tam yapılan maskeler esnasında gülmekten mimik çizgilerimin içine maskeler dolup iyice çizgileri yüzüme kazıdı,beton atıldı.Kadınceğiz neden bu kadar güldüğümü bi türlü anlayamadı ama ben seans boyunca anlatıp durduğu "şimdi cildinize vitamin veriyoruz, şu bu vitaminleri şuna buna etkilidir"leri dinleyemeyip için için güldüğümden ne yaptılar ne ettiler hiç bilemiyorum.Ama bildiğim tek şey var ki, o salondan çok mutlu ayrıldım.O kadar ki nerdeyse 10 seanslık ozon mu oksijen mi ne tedavisi, bir yıllık cilt bakımı pakedi falan almak üzereydim ki son anda ayıldım.Allahtan ki ayıldım.Bilemiyorum, belki bu da bi satış tekniğidir, tabi benim gibi bi insana burnunuz estetik mi diye sorulunca o gazla güzellik merkezini falan komple almaya kalkışabilir.Neyse ki kredi kartımın limiti yok:D

(profil fotoğrafım,temsili fakat sakallar hariç gerçeğe çok yakın)

Yani bu cilt bakımı çok güzel bi şeymiş arkadaşlar, gitmeyenlere şiddetle tavsiye ederim.Belki yüzümde gözümde harikalar yaratmadı ama cilt bakım uzmanı sağolsun,haayatımda büyük fark yarattı.