Sayfalar

22 Kasım 2013 Cuma

Fesatlığa Methiye

Deniz'cim,sözde sana 2 yaş mektubu yazacaktım ama olmadı,olamadı....25 ay mektubuyla idare edeceksin annecim,artık büyüdüğün için 1 ayın aramızda lafı olmaz.Ilahi anne,aramızda neyin lafı olabilir ki dediğini duyar gibiyim.canımsın,muck.

Aslında bu mektup senden çok benimle ilgili annecim.Sen işte,büyüdün,2 oldun,91 cm 13 kg(bunları unutmamak için yazıyorum)kocaman bişey oldun.Ha,bak,bu konuyla ilgili söylemem gereken birşey var,birincisi,şunu bil ki 25 ay itibarı ile hala konuşamıyorsun,del(gel) dit (git) apa(ayakkabı)(sanırım konuşma konusunda babana çekeceksin,ayak diyebilen bir insan ayakkabıya neden apa der,soruyorum sana),durumun bu.Ama öyle bir yüz ifaden,öyle bir küçüklü büyüklü bütün dağları ben yarattım halin var ki insanın seni görünce o ne özgüven o diyesi geliyor.nasıl bir yaptığı işi ciddiye alma hali,kaydıraktan senin kadar ciddi kayan bir insanevladı daha görülmemiştir,bakan,zanneder ki kaydırakta değil uzaymekiğindesin!Seni 3aylıkken görüp bakışından tırsan arkadaşlarım var(melike teyze'nin kulaklarını çınlatıyoruz,seni doğurdum diye bana bile temkinli yaklaşıyor).


BkzYanda 8 ay civarında "şimdi yatıyorum ama bi kalkayım, canınızı okuycam" derken görüntülendin

İtiraf edeyim,ben bile ara ara çekiniyorum senden,özellikle sana kızdığım zamanlarda yediğim bu hurma gün gelir de tırmalar mı diye endişelenmiyor değilim.İçimde sende deve kini olduğuna dair kuvvetli bir inanç taşıyorum;anneler bilir!




Bkz 2: Anne az daha gelmezsen sıçıcam ağzına ha demek için bana döndüğünde çekilde

Bak bu mektup sözde benimle ilgili olacaktı,yine sana döndü.neden?çünkü bana vakit yok,ömrümü çıtır çıtır yiyorsun evlat!

Benimle ilgili kısma gelince,ilk mektubu okuduysan hakkaten ömrümü yediğini anlamışsındır.Net bi şekilde itiraf edeyim ki işten eve dönerken ayaklarımın geri geri gidip,allam beni neler bekliyor acaba diye strese girdiğim günler çok oldu,7 de 5 diyebiliriz:)Sonra bi tatlılaştın,şu kadına bi mola vermezsem delirecek galiba dedin sanırım,ki çok da iyi dedin,gel gör ki 18 ay itibarıyla zıvanadan çıktın.3 ayını kafanı duvarlara ve yerlere vurarak geçirdin(hala bana gelemedik farkındaysan)aaa meğerse deli doğurmuşum falan derken köpek dişlerin çıkıyormuş(3ay sürdü 2 diş!insaf!Diş başına 1,5 ay!)Senin o 2 dişin,hayır,üstelik de süt dişi yani,değişecek,bende minimum 30 tel beyaza neden oldu!Bunların hesabını kim verecek?Velhasıl, 21 ay itibarı ile mis bir çocuk oldun.Hah işte, benim zamanım burda başlıyor;sen sakinleştin ya,hoooop,bu kadar uyumluluğa alışık olmayan ben boşluğa düştüm.İşte o gün bugündür,ben bu çocuğa iyi bakamıyorum,yeterince eğitim veremiyorum,aman işte yeterince vakit geçiremiyorum,yok efendim zaten hala konuşmuyor diye ben kendimi hırpalar oldum annecim.senin 2 yaş sendromundan önce(bu konuya ayrıca değinicez)hoşgeldin kendini yetersiz hisseden çalışan anne sendromu!!!Aman bi de nurturia diye bi anne bebek sitesine üye oldum,bişilerden faydalanırım diye,çok şahane insanlarla tanıştım,eyvallah(bkz bi Banu teyzen-biz de daha görüşemedik ama sen bunu okuyasıya kadar görüşmüş oluruz diye umuyorum-bi Aysel teyzen)falan ama,yahu bu insanlar neye nasıl zaman buluyorlar,aman ne aktiviteler ne aktiviteler,neler neler öğretmeler!Tamam,bir kısmı çalışmıyor,geçtik,ama çalışanlar bu kadar vakit bulurken ben neden bulamıyorum????(Evet,fesatlığımdan resmen kuduruyorum)Amaaan canım,bence bunların tamamı saçmalık zaten.Bir kere ben sana bir erkeğin bilmesi gereken en önemli şeyleri öğretiyorum:

-kirli çoraplar kendiliğinden kirli sepetine gitmez,gitmesi için sahibi tarafından el /ayak desteği şart(motor gelişim,beyin jimnastiği)
-lavabonun içine bırakılan kirli bulaşıklar kendiliğinden bulaşık makinasına gitmez(motor gelişim,beyin jimnastiği)
-sokaktan gelince el yıkanır(hijyen eğitimi)
-çöpler ceplerde,büfede,tuvalet masasında birikmez,çöpe atılır(ev ve aile düzenine saygı,toplumsal kurallar)

(Gördüğün gibi,manyaklaşmalarım için hala mantıklı sebepler üretebiliyorum,demek ki o kadar zor durumda değilim.Evet, mantıklı dedim,neden tuhaf geldi?Alttaki paragrafı oku da mantığın allahını gör)

 Sayıları ya da renkleri henüz bilmiyor olabilirsin,ama kusura bakma,biraz da kendime yatırım yapıyorum.Zira onları bir şekilde öğreneceksin.Ha tut ki renkleri öğrenemedin,ne oldu?Baban bu yaşa geldi,hala bej rengi pantolonlarına kahverengi olarak hitap ediyor ama iyi kötü evin yolunu buluyor,çalışabiliyor,yani çok da bir eksikliği yok allaha şükür.Sadece mağazalarda istediğini tarif etmekte biraz zorlanıyor ama becerikli bir satış görevlisiyle bu sorunlar rahatça halledilebilecek şeyler.Neyse, konuyu dağıttık,ne diyordum?Hah; diyorum ki bunlar çok da önemli değil,asıl benim öğretmeye çalıştığım yukarıdaki maddeleri içine sindirerek öğrendiğinde,evlendiğin zaman,müstakbel gelinim bana o kadar müteşekkir olacak ki elden ayaktan düştüğümde,bırak- aman anneni ben evde istemem -demeyi,gelsin o ulvi kadın bizimle yaşasın,Allah başımızdan eksik etmesin diyecek.Ha bu maddeleri yerine getiremiyorsun ama sarıyla turuncuyu ayırt edebiliyorsun diyelim,bu bilgiyle napacaksın?Eşşek kadar adam olup hala benzer renkleri yan yana mı dizeceksin?Hıııı,devam et,çok faydası olur.(Şaştın di mi mantığa?İşte senin annen böyle bir insan!!!Şu an hayranlıkla kendimi tebrik ediyorum)

Hafiften delirdiğimi düşünüyor olabilirsin,eh,belki içimde var diyelim,ama şunu bil ki Deniz'cim,2 yaşında 5 e kadar saymasını bilen bir sürü çocuk varken 40 yaşında kirli çamaşırlarını kirli sepetine atmayı başarabilen erkek çok ender,olanlar da koruma altında.Bil ki,annenin sana öğrettikleriyle 5e 10a kadar sayanlardan çok daha fazla pirim yapacaksın.Hersey senin iyiliğin için.

Öpüyorum bebeğim.
Not:TV karşısında uyuklamama konusuna ayrıca değinicez,daha oralara gelmedik.

1 Ekim 2013 Salı

Bırak o sımartiviyi....Gidiyoruz...

İşi gücü bırakıp biryerlere yerleşesim var benim..

Çalışıyoruz,çok güzel,bişeyler üretiyoruz,şahane,ama şu mesai kavramı nerden çıkmış arkadaşlar?9-6 olsun 8-5 olsun,bunu icad edeni bulursam iki elim yakasında olacak bilesiniz.Tarihi filmleri izleyen vardır mutlaka,bakınız,1500 lerde sabah 8 de(ki 8 son derece iyi niyetli bir saat)'haydi hanım,ben işe gidiyorum,ceketimi ver de çıkayım'falan diyen bir erkek figürüne rastladınız mı?Yok efendim,göremezsiniz,eski zamanlar hep bir eğlence hep bir goygoy içinde geçmiş.Tamam,arada veba salgını falan olmuş,göreceli olarak "goygoya dalmayın aklınızı alırım" diye bir işaret olarak da yorumlanabilir ama şimdi ne değişti allasen?Aman,modern zamanlardayız,bütün bilgiler elimizin altında,internetimiz,bizden akıllı telefonlarımız,smart tivilerimiz falan var en şahanesinden de arkadaş,kullanacak vakit yok!İşte bunlar hep o mesai saatlerini icat eden şerefsizlerin yüzünden oluyor.İşin aslına bakarsanız,bütün pislik o Lidyalılar denen içimizdeki İrlandalılar'dan çıkmış.Hayat mis gibi "ben sana domates vereyim sen bana tavuk ver" le geçerken hangi deli dürttüyse bunlar kalkıp parayı icat etmiş, işte dananın kuyruğu orda kopmuş,çünkü bok vardı parayı icat edicek.Bugün burda  sabahtan akşama para kazanmak için çalışıyosak bunun sebebi Lidyalılar'dır ,başka yerde suç aramayın.

(Na işte bu şerefsiz,bak gözlere bak,nasıl felfecir)

Keza eski insanlar ne güzel tarımdı hayvancılıktı derken ayaklarını toprağa basa basa, elektriklerini ata ata mutlu mesut yaşayıp gidiyorlardı,bir de bkz modern zaman toplumuna.Sinir,stres dizboyu,hiç birşeye yetişememe endişesi,para kazanma kaygısı falan derken üstüne "çimlere basmayınız" yazısıyla birlikte el sıkışınca bile çarpılan 7 milyar insanız!

Şimdi gelin bir hesap yapalım.Saglıklı bir yaşam için günde 6-7 saat kesintisiz uyumak gerekiyormuş,uzman görüşü bu(uzmanların çocuğu yok belli ki,olsa zaten uzman olacak vakitleri kalmazdı)Bakın ayrıca burda kesintisiz kısmı önemli.Çalışan insanın ortalama 7de uyanıp 7de işten eve gelip,sağlıklı yaşam standardını tutturmak için 12 de yatması gerektiğini düşünürsek....Günde kendimize ayıracak 5 saatimiz var.Yine sağlıklı ve modern zaman insanının spor yapması bekleniyor.1saat koştuk diyelim.Evden çıktın,koştun geldin duş aldın derken gitti mi sana 2 saat?Gitti.Kaldı elinde 3.E yemek yedin topladın vs derken 1 saat daha gitti.Eğer kadınsan  zaten 1 saat daha yemek yap ortalık topla vs gitti(1saat burda temsili olarak söylemiştir,yoksa bütün evli ve özellikle çocuklu kadınlar 1saatin hiçbirşeye yetmeyeceğini bilir)Kaldı elinde 1 saat.Ha işte onu da bozdur bozdur harca,artık film mi izlersin,kitap mı okursun,arkadaşlarınla mı görüşürsün,sevişir misin napıcaksan yap,1 saatin var,başla!

Bu yazıyı okuyan anne arkadaşlarım(bilhassa çalışanlar)iyi de çocukla ilgilenme kısmından hiç bahsetmemişsin diyebilirler.E işte o 1 saatiniz bu 1 saat zaten,kendinize ayıracak değilsiniz ya...Tamam,günde altı üstü 1 saat ilgi gören çocuğun ilerde psikopat bir katile dönüşmesi ihtimali yüksek ama....Olumlu düşünelim,başbakan olma olasılığı da var.

Diyeceğim o ki,işte bu yüzden diyorum,gelin hep birlikte çiftçi olalım.Al organik domatesimi,ver mis kokulu tereyağımı falan derken Heidi ile Peter gibi yaşayıp gidelim.Ne dediniz?Çok mu zor?Ah o mendebur Lidya'lılar....İçimize işlemişler....

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Modern zaman erkekleri

Sevgili blog,

Ne desen haklısın,seni çok ihmal ettim.en son Mayıs'ta yazmıştım ama sonrasında sen bilmezsin çok şeyler oldu.bir gezi parkı eylemleri oldu ki sorma gitsin blog.insanın, bırak birşey yazmayı,sürekli dolu dolu gözlerden önünü göremediği günler geçirdik,hala da geçiriyoruz ya,konumuz bu değil.

Konumuz blog,erkek kısmının bencilliği.aslına bakarsan bunun bile gezi parkı adıyla başlayan olaylarla bağdaştırabilirsin.nasıl mı?şöyle;gezi parkı olayı denen eylemler bir grup barışsever gencin ağaçlarımızı kesmeyin demesiyle başladı,sonra da AKP diktatörlüğüne başkaldırıya döndü.akp ne yapar sen bilir misin blog?akp hükümeti,bu ülkeyi satıp savmak hariç başka işi gücü olmayan,dolayısıyla,zaten memleketin büyük bir bölümünü sattıkları için işsiz kalıp,can sıkıntısından kadınlara,ağaçlara,hayvanlara,yani kendilerinden başka herşeye ve herkese kendi istediklerini dayatmaya çalışan bir grup bıyıklıdan oluşur.bu bıyıklılar sabahları 'evreka'diye uyanıp (tabi evreka'nın Arapça karşılığını söylüyorlardır)haydi bugün de doğum kontrol hapını yasaklayalım da şu kadınlar biraz daha eziyet çeksin diyen bir insan tipidir(hayır,henüz yasaklanmadı ama sanma ki yasaklanmayacak)bunların çok işi gücü olmaz,zira erkek kısmı zaten,erkek çocuk sahibi olmayı başlı başına bir başarı ve gurur sebebi sayan ana babaları tarafından hayatta hiç bir sorumluluk almamaya,yaptığı ender işleri de götünün ucuyla yapmaya endeksli yetiştiğinden(bkz.altyapısız4+4+4 sisteminin büyük sıçışı ya da o kadar ince bile düşünmeden bkz.'bu akşam yemeği ben yaparım hayatım'diyen erkeğin arkasında bir enkaz bırakışı)işi olsa dahi bunun farkına varma yetisine sahip değildir.öyle ki günümüzde,kirli çamaşırlarını çamaşır sepetine,annesi ya da karısının uyarısı olmaksızın hür iradesiyle atan bir erkek başarılı addedilmektedir ki var artık gerisini sen düşün!oysa ki bundan milyonlarca yıl önce erkekler,henüz homosapiens haline bile gelmemişken,mağaradaki kadınına yemek götürmek için görev ve sorumluluk bilinciyle avlanıyor,ve mağarada bekleyen kadının giydiği postun kısa mı uzun mu olduğuna karşımıyordu,ilk çağda işlenen bir namus cinayeti duydun mu hiç?modern dünya erkekleri bencilleştirdi blog.

Bıyıklı adamları bir kenara bırakıp,nisbeten iyi gördüğümüz bıyıksız adamlara gelelim.bu adamların yazın gelişi ve kiminin eşlerinin yazlığa gitmesiyle birlikte aralarında geçen dialog şöyledir'abi benim hanım yazlıkta,akşam yalnızım,iki bira içelim'.eşi çalışan dolayısıyla yazlıkta falan olmasına ihtimal olmadığı herkes tarafından bilinen adamdan cevap'ok'.evdeki kadın,hem arayan hem de aranan tarafından süratle yok sayılmıştır.tersi bir durumu düşündüğümüzde,bu akşam yalnızım diye bir arkadaşını arayan kadın 'ya benim eşim evde,çocuk falan, başka bir geceye program yapalım'cevabını alır.oysa ki'vah zavallı arkadaşım yalnız kalmış,onu yalnız bırakmıyım'kisvesi altında derhal sokaklara koşan adam 'lan ben adamı yalnız bırakmıyım diye evde karımı yalnız bırakıyorum,bu işte bi bokluk olmasın sakın'diye düşünmez,zira modern zaman erkekleri aynı anda iki şeyi birden düşünemez.şimdi gel de milyon yıl önce yaşayan vahşiyi tercih etme,adam en azından dışarı çıktığında eve bir tavşanla,bir kuzuya falan geliyordu,arkadaşını yalnız bırakmamak gibi ulvi bir amaçla çıkıp elinde bir hediye olsun bir çiçek olsun,geçtim bir ekmekle olsun dönen bir adam var mı tanıdığın?varsa adam diycem zaten gerisine erkek diyoruz.

Konuyu özetleyecek olursak blog,yadırgadığımız erkeklerle yadırgamadıklarımız arasında çok da bir fark yok aslında,yadırgadıklarımız sadece bir bıyık farkıyla öndeler...


13 Mayıs 2013 Pazartesi

Tarafını Seç Yeşili Koru

Sevgili Deniz,

senin ruhun bile duymuyor ama bugün anneler günü.Yani bana iyi davranman,beni sevdiğini belli etmen gereken bigün.Tabi ki bu yaşında kalkıp senden bi çiçek alıp gelmeni,annecim seni çok seviyorum demeni falan beklemiyorum.Kaldı ki senin yaşıtların çoktan öpmeyi öğrendiler,annelerine sarılıyolar,öpüyorlar falan,sende tık yok.Ara sıra ısırıp,yanağıma salyalarını bırakmanı sevgiden sayıyorum işte,düşün artık çaresizliğimi.Ama annecim,en azından baban biraz rahat kahvaltı yapsın diye seni babanın kucağından aldığımda ağlayıp kendini yerlere vurmayaydın iyiydi.Neticede seni babandan alan Karındeşen Jack değil,annen,hani seni 9 ay karnında taşıyan,sana bi zarar gelmesin diye en sevdiği şeyleri yiyip içmekten,yapmaktan vazgeçen,sana bakmak için 6 ay işe gitmeyen....Uzun uzun anlattırma şimdi,bu konuları daha önce konuşmuştuk seninle.Gerçi görüyorum ki bi faydası olmamış,boşa konuşuyorum.

Sana bu satırları yazmaya başlamamın üzerinden tam 1,5gün geçti Deniz'cim;bil bakalım neden?Oysa sana anlatmak istediğim önemli bir mevzu vardı ama hepsi yalan oldu.Senden ötürü!Şimdi mecburen elimde kalanlara idare etmek zorundasın,zaten gündüz bakıcınla birlikte televizyonu da bozmuşsunuz,nasıl başardıysanız,baban da yok,yapıcak başka bi işim de yok,mecburen beni dinleyeceksin annecim.Kaldı ki şu yaşına gelip de hala konuşamazken beni dinlemekten başka şansın da yok,hayat ıh ıh la geçmez Deniz'cim.

Net olarak söylemek istiyorum ki 18ayı doldurmanla birlikte içinden bi kuduz çıktı annem.Bugün bi labrador gördüm,üzülerek söylüyorum,senden daha çok söz dinliyordu.Ben nerde yanlış yaptım?2yaş bunalımlarına bu kadar erken girmen şart mıydı,35inde de andropoza girersin sen!Açık konuşayım,çekemem annecim,o yaşta evlenmiş olursun artık,karın çeksin.Daha konuşmayı öğrenmeden itiraz etmeyi öğrendin,bu nasıl bir gelişim sürecidir,ben anlamıyorum ki!Tüm bunların dışında şöyle de bir gerçek var,bütün çocuklar anneci olur!Sen kimsin ki bugüne kadar doğru bilinen herşeyi yıkmaya kalkıyosun?Babanın kucağından inmemek,ben alınca ağlamak da nedir annem?Sana bunu söylemek istemezdim ama,biz bugün senle yalnızken baban maç izlemeye gitti,hem de Akhisar Belediyespor maçını,sence de artık şapkalarımızı önümüze koyup düşünme zamanı gelmedi mi?Tamam,babanı sev,yeşili koru,ama Akhisarbelediyespor????

Senden anneler günü için bi beklentim yoktu ama hani kendini çok bişey zannediyosun ya;özel bi durum olduğunu hissedip,bana az bi iyi davranmanı beklerdim ama yapmadın annecim.Şunu bil ki benim çok ciddi intikam planlarım,senin de beni bunlardan vazgeçirmek için az bi vaktin var.İstediğin kadar bana kötü davran,ben anneyim Deniz,bak bunun daha ergenliği var,o pis bıyıklı,iğrenç sesli olacağın zamanları çekmek,sana destek olmak var işin içinde.Babana güveniyorsan yanılırsın,tekrar ediyorum,GS maçında,derbide falan değil şu an,KSK maçı bile anlayışla karşılanabilir,ama Akhisar Belediyespor maçında,bazı şeyleri iyi düşün derim.

Önceki mektubumu çok dikkate almadığının farkındayım,küçük olmana veriyorum,ama yay burcu bir annen var,sabır timsali değilim yani.Yavaş yavaş aklını başına toplamanın zamanı geldi annecim.Madem ki kendini bişey sanıyosun,ben de seninle yetişkin gibi konuşuyorum,bir sonraki mektubumda yazacaklarım tamamen sana bağlı Deniz'cim.

P.S:Ayrıca baban sana muhallebi yapmak için aldığım sütü de içmiş.O yüzden muhallebin eksik oldu.Tarafını doğru seç,bu da sana bi anne tavsiyesi olsun.Akhisarbelediyespor....



28 Mart 2013 Perşembe

Geldi Bahar Ayları.....

Kilon var mı derdin var arkadaş, acı ama gerçek.Eskiler istedikleri kadar bir dirhem et bin ayıp örter diyedursun,günümüz insanı ayıplarını örtmek istemeyip ulu orta yaşamak istediklerinden midir nedir; bir incelik bir zerafet akımıdır gidiyor.Bütün bunların suçlusu Twigy midir bilmem ama her kim ya da kimlerse bulduğum anda iki elim yakasında olacak, bu da böyle biline.

Şimdi vırvırvır yok diyet yap zayıfla, tok spor yap zayıfla falan diyenler oluyordur mutlaka.Bravo,kimsenin bugüne kadar düşünemediğini ilk siz düşündünüz; nasıl oldu da bu benim aklıma gelmedi?Alkışlıyorum!Bakın arkadaşlar, yapamam.Ben diyet yapamam.Bi kere diyet yapıyor olma fikri bile karnımın sürekli acıkmasına yol açıyo.Ayrıca,diyet yapmaya başladığımda,bi anda bütün aynalar fuardaki aynalara dönüyor ve bi de bakıyorum ki, allahım yarabbim,ben miyim aynadaki bu Özge Ulusoy!!!!Benim mi allahım bu ince uzun bacaklar?Ay ben neden diyet yapıyorum ki;aaaa daha fazla zayıflamıyım, kemiklerim çıkıyo,böyle iyi.

Öte yandan, bi de ciddi bi sabotaj durumuyla karşı karşıyayım.Geçenlerde bi heveslendim ve resmen diyette olduğumu,saçma sapan şeyler yemiyceğimi kocama beyan ettim.Sonuç? 8,5 yıllık evliliğimiz boyunca mutfakla tek ilişkisi limon sıkmak, maydonoz yıkamak gibi basit komutlara dayalı olan adam, 10 günde 2 kere kek yaptı!!!Belki de aynada gördüğüm o Özge Ulusoy tipli kadını o da görüyor ben diyetteyim deyince; o halde tartı mı bozuk,ya da birileri geceleri gelip gizli gizli benim kıyafetlerimi daraltıyor olabilir mi?

Ayrıca kilolu olmanın bir sakıncası da şu; bi kere malum,her kadının 2 kilo fazlası vardır, ki zayıf dönemlerimde benim de vardı.E şimdi seni (bu yazı için beni) böyle şişman gördüklerinde insanlar,derhal "zayfılamak isteyen insan" kategorisine alıp rejim,diyet vs muhabbetleri yapıyor.Hadi bu tamam.Sonra sıra "spor şart" repliğine geliyor.Oh, bunu da savdık.Ama işte sonrasında sıra çok karışık bir konuya geliyo;ben daha pasif jimnastik işini yeni yeni algılamaya başlamışken,kavitasyon,lenf drenaj ve adını telaffuz edemediğim,ne olduklarını da bilmediğim bir sürü zayıflama yöntemi çıktı ortaya.Takip etmeye çalışıyorum ama yok annem, olcak gibi değil.Ama işte sırf şişman olduğunuz için bu konuşmaların muhattabı oluyorsunuz,hayatta şişman ve mutlu seçeneği yokmuşçasına.Yani demem o ki,şişman olmak yıllar geçtikçe daha da zor olmaya başladı azizim,yemin ederim o yeni zayıflama yöntemlerini ve hangisinin nasıl uygulandığını öğrenirsem bir diploma daha almış kadar olurum,o kadar netim.Ha bunca zayıflama yöntemi varken,belleri yandan pörtlemiş, basenleri zörtlemiş,göbekleri pilates topu formuna ulaşmış (burda lafım size beyler, bu işler sadece kadınlar için değil) insanlar çoğunlukta olması nasıl açıklanabilir?Bu da ayrı bir merak konusu.

Bütün bu teknik ve taktiklerin yanında, ben ve  bi kaç sevgili arkadaşımın geldiği nokta, ahanda yukarıda belirtildiği gibi.Bahar kapımızda,yaz da geliyo,mini etekleri giyme zamanı,ooof of, nasıl olcak bu kilolarla?Canım sıkıldı,moralim bozuldu, ver ordan bi bira, soğuk olsun.

7 Mart 2013 Perşembe

kim sorarsa vaktim yok; hadi ordan!

Sabah işe geldim,kahvaltı eşliğinde Ayşe Arman'ın Rahşan Düren adlı, nasıl tanımlayacağımı bilemediğim bir kadın kişi ile röportajını okurken, aynı yazı faceten mail olarak düştü inbox ıma çatadanak;Didem, benim de dahil olduğum kız arkadaşlarına ibretlik şeklinde göndermiş.Anlaşılan o ki bir tek beni etkilememiş bu röportaj; gerçi benimki daha ziyade sinir bozukluğu şeklinde bir etkilenme oldu.

Her zaman sinir olmuşumdur 10 parmağında 10 marifet insanlara; ister fesatlık deyin ister hasetlik deyin,ne derseniz deyin artık, sizin bileceğiniz iş.Bu Rahşan kişisi de suratıma inen bir tokat oldu adeta.Farkındaysanız uzun zamandır yazmıyorum,nerdeyse 5 ay olmuş.Neden yazmıyorum?(hiç sormuyosunuz ha, bi özleyen,bi ne güzel okuyoduk falan diyen de çıkmadı.neyse bu da ayrı bi yazı konusu olur belki) Çünkü vaktim yok.Neden vaktim yok? İşte klasik, çalışıyorum, evliyim, çocuğum var falan.Şimdi dönelim bu Rahşan insanına bakalım;kadının kariyeri var, hobileri var,bir kocası ve de çocukları var (güzelliğinden bahsetmiyorum bile, o kendi kazanımı değil zira) ve besbelli hepsine ayıracak zamanı var.Şimdi dönüyoruz ve hep beraber bana bakıyoruz:
1-İşim var.Bu noktaya dikkat; kariyerim yok, işim var!Kariyer hedefim olamayacak kadar,tembel ve sebatsızım.
2-1 çocuğum var, onu da günde sadece 2,5 saat görüyorum, bunun 1 saati de ona yemek hazırlamak yemek yedirmek vs gibi aktivitelerle geçiyo ve birlikte oynamak için kalan zaman 1,5 saat.Artık o 1,5 saatte de ne kadar faydalı oyun oynayabilirsem.
3-Kocam var.Bu konuda diycek bişeyim yok,var işte, allah başımdan eksik etmesin.
4-Allahıma şükür hiçbir hobim, aman bunu da çok iyi yaparım dediğim bir şey,bi ilgi alanım falan yok.Bomboş,tıntın.

Burdan ne çıktı ortaya?Her gün mal gibi işe gidip gelen,akşam da çocuğuyla iki oynayıp sonra da bi takım evsel faaliyetler içine giren bir insanım ben.Böyle baktığında normal görünse de besbelli değil, o kadının neden  herşeye yetişmeye vakti var da benim yok?

Bugün bir süre bunu düşündükten sonra cevabı buldum:
1-Tembelim!!!Resmen tembelim.Hayır, tembellikten ziyade uyuşuğum.Beynimde dolanan bir sürü düşüncelerle elimi kolumu kımıldatmaya üşenerek minimum hareketle yaşamaya çalışıyorum.
2-Kafam dağınık.Bu konu çok önemli,aklıma gelenlerden bir tanesi yapmak üzere kımıldamaya kendimi ikna ettiğim ender anlarda da çalan bir telefon,ya da aklıma gelen yeni birşey, gelen bir mail bütün dikkatimi dağıtmaya yetiyor.Aslında eskiden epeyce zeki olarak nitelendirilebilecek insanlardandım ben, ama sağlam kafa sağlam vücutta bulunur tabi, vücut sağlam değil ki;bu çeperle nasıl sağlam olsun.Aklımın %70e yakınını da doğumla birlikte kaybetmiş olmam da cabası, meczuptan az daha halliceyim.

Bütün bu bilgiler ve değerlendirmelerin ışığı altında bi takım geç kalmış yılbaşı kararları verdim.Haydi hepbirlikte bunlara da bir göz atalım:
1-Gün içinde neden yeterince iş yapamıyorum?Çünkü dikkatim aşırı dağınık.Elimdeki işi bitirmeden gelen başka bir maili okumaya başlayıp bu sefer de o işe dalıyorum.Sonuç?Yarım kalmış bir sürü iş ve nerde kaldığını hatırlayamadığın için baştan başlamak.Önce bunu ortadan kaldırıyoruz;herşey sırayla.

2-MSN olsun skype olsun adı ne olursa olsun bunlar illettir.Sadece boş zamanlarda kafa dağıtma amaçlı açılmalı.Check.

3-MSN illetse facebook lanettir.Yukardaki madde bu ve türevi tüm sosyal medyalar için uygulanmalı, gazete okumak vs. de dahil.

4-Hava güzelken yemekten sonra bir 15-20 dakka açık havada yürümek iyi gelir; açık hava kısmına dikkat,mağazaların havası açık değildir.

5-Alık alık etrafına bakınıp internette vakit geçiriceğine ara sıra boynunu sağa sola çevirirsen,belki boyun ağrılarına da iyi gelir.Ha ama bunları yapmaya gelince "ay bunlarla uğraşamayacak kadar çok işim var", ama msn de laklak etmeyi pekala biliyosun!Tembel!Fiziksel sağlığına da vakit ayır biraz!

6-Saat 14:00 itibarıyla napçaz akşam tasasına düşmenin manası yok.Napıcaksın ki sanki, evde seni bekleyen bi beben var, en fazla napabilirsin?Boş hayaller kurma; napçaz akşam tasası; kah "akşam bari evde bi rakı-balık yapayım",kah "vay arkadaş alem neler yapıyo ben mecburen eve gidiyorum",kah "ulen ne hayatlar var beeeee" falan derken nerden baksan her gün 1 saatini yiyo.Yemesin!Saçmalık!Sonra çocuğun için internetten yeterince araştırma yapamadığın için üzülüyosun.Üzül; hakettin bunu!

Bunlar, günümü güzel planlamak, akıllıca geçirmek için açtığım önlem pakedinin maddeleri.Farklı bir paket akşamlarım için,bir paket de haftasonlarım için açmalıyım aslında ama yazarınız bütün bunların hepsini bir gün içinde ve tek bir yazıyla yapabilecek kapasiteye sahip olmadığından....Bunları da uygulayıp uygulamıycağını bilmediğinden.....Ve aman yarabbim,o açtığı pakedi uygulamazsa da boşuna iş yapıp emek vermiş olursa diye  ödü koptuğundan....Diğer paketleri daha sonraya bırakıyorum anlıycağınız.

P.S: Biraz da Deniz. Sözde bu blog Deniz için de minik bi günlük olucaktı, tırt oldu.Çoluk çocuk yazılarıyla alakası olmayanlar şimdi sessizce blogu terketsin, bundan sonrası sizin için değil.
P.S.:2Özetle yazayım: Deniz büyüdü.
P.S:3:Bu fazla özet oldu, biraz daha açayım; nerdeyse 17 aylık olan Deniz tam bir kuduz erkek çocuğu haline geliyo yavaşça.En sevdiği aktiviteler:saklambaç oynamak, zıplamak, ve koşarak dönmek (biliyorum çok manasız ama ne yapayım? ) Ayrıca 7 hali hazırda çıkmış,3 de çıkmakta olan dişe sahip ve diş çıkarması sebebiyle hiç eziyet etmiyo yazık.Yazık ha, amma da iyi çıkıtı bu çocuk.(olur da bunları okursa hakkında en azından iki satır iyi bişey de yazmış olayım, söz uçar yazı kalır)