Sayfalar

26 Nisan 2017 Çarşamba

Ben de bir gecede delirmedim

Bildiğiniz X kuşağı bir insanım ben.Bizden önceki nesil,sanıyorum savaş kuşağı falan oluyor kendileri, Türkiye'nin berbat hallerine şahitlik edenler; ha o zamanlar bundan daha beter miydi orası da tartışılır.İşte bu insanlar neler yaşadılarsa artık, travmatik bir kuşak yetiştirdiler arkadaşlar.Türkiye'de şu anda 35 - 45 yaşları arasında olanlar X kuşağı değil; "elalem ne der kuşağı"dır.Fakaaaaaat onun da beteri "beni üzme" annelerinin yetiştirdiği kuşaktır, ki ikisi aynı zamanlara tekabül eder.

Peki bu bunlar kimdir?

Yapılan her hangi bir çocukça davranışın neden yapılmaması gerektiğine dair net bir açıklama yapmayıp, "böyle yaparsan çok üzülürüm" ya da "beni üzme" diye parmak sallayan annelere literatürde "beni üzme anneleri" denir.Hangi literatür mü?Benimki, bu blog benim, var mı bi diyceğiniz?Devam edelim.Mesela benim için komşu teyze evleri, özellikle o evlerin koridorları falan çok hüzünlü yerlerdi küçükken.Çünkü komşu teyze evlerinin uzun koridorlarında oyun oynamaya kalkarsam annem süratle üzülüyordu; anlamadığım bir hüzün vardı o koridorlarda.Keza balkondan bakmak istersem üzülüverirdi annem, hemen "böyle yapıyosun ama çok üzülüyorum" geliverirdi, anne terliğinden bile daha hızlıydı o üzüntü.Ben sokakta üzücü bişey var zannederek büyüdüm yıllarca, neden bu sokakta oturuyoruz madem dışarıda bu kadar kötü şeyler var diye sorguladım hep.Bornova'dan böyle böyle nefret ettim,E sonra Karşıyaka'ya taşındık, baktım annem yine üzgün. Meğerse sorun Bornova'da değilmiş;İzmir'in muhtelif ilçelerinin sokakları üzücü şeylerle dolu demek diye düşünürken çözdüm olayı.Tabi o arada 10 yaşına falan gelmiştim artık.Korkulukların kenarına yaklaşırsam, aşağı da sarkarım ben allah bilir, e sonra tabi ki düşerim, kafam patlar, ambulans doktor hastane derken şanslıysam sakat kalırım,değilsem ölürüm ve annem çok üzülür.Meğerse dışarda üzücü bişey yokmuş, annem başıma gelebilecekleri kurup, bütün bunlar sonunda ne kadar üzülebileceğini düşünüp, kendisi üzülmesin diye benim korkuluğa yaklaşmamı engellemiş.Halbuki 5 yaşında bir çocuğa balkon demirlerinden neden sarkmaması gerektiği kolaylıkla açıklanabilir.Sonra bi de ben karşıdaki ilkokula oyun oynamaya giderken karşıdan karşıya geçmek için soluma sağıma bakamazdım.Ne münasebet.Annem hemen, kim bilir hangi arabayı gözden kaçıracağımı, sonra da onun altında kalıp pestilimin çıkacağını, sonra işte biliyorsunuz, ambulans doktor hastane süreci ve bunların sonunda ne kadar çok üzüleceğini düşünerek öyle aval aval bakınmama izin vermezdi benim.Hayır!Ben yola değil, yukarı, balkona bakardım.Annem balkondan dur ya da geç diye talimat verirdi.Yani bi gün benden yılsa, araba gelirken geç dese, sorgusuzca geçerdim ben, yeter ki annem üzülmesin.Siz denizin kenarında ayakta falan durabiliyor muydunuz mesela?Ben duramıyordum, çünkü deniz kenarında durmam annemi müthiş üzüyordu.Bir anda suya düşebilirdim, bi dalga gelip beni yutabilirdi, uyuyakalır boğulurdum(bunu nasıl yapacağımı hala bilemiyorum ama öyle bir beklenti gelişmiş işte)Bilemiyorum, belki küçükken bir bacağım yoktu da sonradan çıktı, o yüzden sürekli bir yerlerden düşmemden korkuluyordu.Sonuçta benim bütün çocukluğum annemi üzmemekle geçti, zaten dönüp bakınca ben çocuk falan değilmişim ki,öyle çocuk mu olur?Sabah herkesten erken kalksın, annesi üzülmesin diye uyandırmasın, herkes kalkana kadar oyuncaklarıyla sessiz sessiz oynasın, bir de ev ahalisi uyanıp da acıktın mı diye sorunca hayır desin, çünkü evet dersem annem çocuk aç aç oynadı diye üzülebilir, ve benim asli görevim annemin üzülmemesini sağlamak, evet!Benim çocuğum böyle olsa yemin ederim doktor doktor gezerim, bu çocuk gerizekalı mı diye.Bi de bunun üstüne"el alem ne der" var zaten ki, "böyle yapınca ben çok üzülüyorum"la  birleşince ortaya çıkan psikolojik baskı hadronu parçalar.

"Böyle yapınca ben çok üzülüyorum".Bu cümle dünyanın en bencil cümlesi olmaya açık ara aday bence.Bu cümlenin alt metninde direk olarak "ben üzülmiyim de dünya yansın" var."Ben üzüleceğime sen üzül" var.Var da var.Bi zamanlar çok yakın bi arkadaşım vardı, o da aynı böyleydi. "Tamam, yap,tamam sen öyle istiyorsan öyle yap,tamam canım senin istediğin olsun" derken bir yüz ifadesi olurdu,bir anda kendinizi ayaklarına kapanıp af dilerken, allahım ben ne berbat bir insanım ki bu iyi insanı bu kadar üzdüm derken bulur kendinizden nefret eder, o yüz ifadesini bir daha görmemek için ne isterse yapmaya razı olurdunuz.Konu da yemek seçimi falan!Ya da gazeteyi uzun okumak.Çok saçma, biliyorum.


(yaklaşık şöyle bir yüz ifadesi işte)





Tabi ben "beni üzme" yetiştirme ekolüyle büyümüş bir insan olduğum için bilinçaltıma artık ne işlediyse hemen "Üzdüm.Üzdüm işte.Allam yine üzdüm" moduna geçiyordum o zamanlar.-di li geçmiş zamanla konuşuyorum çünkü yaptığımın salaklıktan ibaret olduğunu anladığımdan beri bu tip insanlar mazide kaldılar.Ay üstümden ölü toprağı kalktı yeminle, onu üzme bunu üzme derken ben yaklaşık 38 yıldır sistematik olarak eziyete maruz kalıyomuşum meğer.İnsanın özel hayatında mobbing olur mu ya? Aha bende var.En yakın arkadaşım boşandı, annem "aman kızım,sakın siz evlenmeye kalkmayın, ben çok üzülürüm" deyip süratle kolonyayla bileklerini ovmaya başladı!İnanılmaz bir, olmamışı oldurup, olursa ne kadar üzüleceğini düşünüp, üzülme ihtimalinin düşüncesiyle üzülme hızı.İşte bunlar hep bana baskı, hep bana mobbing.Arkadaşlarla uyuşmayınca sallıyosun bi şekilde de, anne olunca konu zor oluyor.

Velhasıl arkadaşlar; konuyu çoluk çocuk mevzusuna bağlıyım mı?Sakın çocuklarınıza yapmaması gereken bir hareketi engellemek için "beni çok üzersin" falan demeyin.Sonra benim gibi olurlar ki bu yeterince ciddi bir tehdit bence.Bunlara maruz kalmak bir çocuk için ağır bi şey, ben de bi gecede delirmedim.

Not: Maymun gözünü açtı.Kimse üzülmesin diye kendimi üzemiycem.Hepinizi çok pis üzücem olm!